MEHMET SOYADIYOK

SAAT

28 Kasım 2012 Çarşamba

görüntüleme birimleri

27 Kasım 2012 Salı

GÖRÜNTÜLEME BİRİMLERİ


2. GÖRÜNTÜLEME BĠRĠMLERĠ
2.1. Monitör
Monitör, bilgisayar içerisindeki bilgilerin kullanıcıya aktarılması amacıyla kullanılır.
Resim 2.1: Solda CRT Monitör, Sağda LCD Monitör
2.1.1. Monitör çeĢitleri
Monitörler yapılarına göre CRT (Cathode Ray Tube), LCD (Liquid Crystal Display),
plazma ve LED olmak üzere 4’e ayrılır. Bilgisayar monitörlerinde genellikle CRT ve LCD
ekranlar kullanılırken Plazma ve LED ekranlar daha çok televizyon ekranı olarak
kullanılmaktadır. Ancak özellikle yeni üretilen laptop modellerinde LED ekranlar da
kullanılmaktadır.
 CRT (cathode ray tube) monitörler:
Küçük boyutlarda binlerce kırmızı, yeĢil ve mavi fosfor kaplı tabakadan oluĢan bir
ekrana, elektron demetinin çarptırılmasıyla görüntü oluĢturulur. Elektron demeti fosfor
tabakaya çarpmadan önce ince metal bir maskeden (shadow mask veya aperture grill)
geçirilir. Amaç elektronları aynı noktaya odaklamak ve baĢıboĢ elektronların ekran üzerinde
görüntüyü bozmalarını engellemektir. Shadow mask, küçük deliklerden oluĢan Ģekildeki ince
film tabakadır. Üreticiler tarafından shadow mask a rakip olarak çıkarılmıĢ maske
yöntemidir. DüĢey doğrultuda küçük tellerden oluĢur.
Burada daha az bozulma olmaktadır. Birçok aperture gril ekran düz (flat) Ģeklindedir.
AĢağıdaki Ģekilde CRT monitörlerin çalıĢma prensibi gösterilmektedir.
ġekil 2.1: CRT içyapısı ve bileĢenleri
 LCD (liquid crystal display):
LCD ekran, plastik bir tabaka içindeki sıvı kristalin ıĢığı yansıtması ilkesi ile çalıĢır.
LCD ekranlarda kullanılan sıvı kristaller, gerilim uygulandığında düz biçimde sıralanır. 14
Gerilim verilmediğinde ise sıvı kristallerin en üst tabakası ile en alt tabaka, 90 derece
kıvrılmıĢ Ģekilde dizilmiĢtir. Bu duruma twisted nematics (TN) denir. TN durumdaki sıvı
kristaller içerisinden geçen ıĢık, polarizatör içerisinden geçebilir. Polarizatörün görevi
kendisine gelen ıĢığı duruma (yatay veya dikey) göre geçirmek veya absorbe etmektir.
ġekilde a polarizatörü dikey, b polarizatörü de yatay ıĢık demetlerini geçirmektedir.
Elektrotlara gerilim uygulandığında ise TN yapı bozularak dikey ıĢık demeti yatay forma
girmediğinden polarizatör üzerinden karĢı tarafa geçemeyecektir.
ġekil 2.2. LCD ekranların bir piksel için çalıĢma Ģekli
Bazı LCD ekranlarda hareketli görüntüler bulanıktır. Bu durumda ekran tepki süresi
önemlidir.
 Plazma ekranlar:
CRT monitörlerin çalıĢmasına benzer bir yöntem kullanırlar. Ġki cam arasında düzgün
dağılmıĢ, içerisinde xenon ve neon gazlarının bulunduğu binlerce fosfor kaplı hücreler
vardır. Elektrotların farklı gerilimle Ģarj edilmeleriyle hücre içerisine, iyonize edilmiĢ gaz
üzerinden akım giriĢi olur. Bu akım UV fotonlarının oluĢmasına neden olan, yüksek hıza
sahip yüklü parçacık hareketine neden olur. UV fotonlar fosfor tabakaya çarparak fosfor
atomlarını yüksek enerji ile yükler. Bu enerji atomların ısınmasına neden olur. Sonrasında
ise atomlar görülebilir sahip olduğu enerjiyi, ıĢık fotonu Ģeklinde ortama yayar.15
ġekil 2.3: Plazma ekran iç yapısı
 LED ekranlar:
LED ekranlar aslında LCD ekran olarak da düĢünülebilir. Light-emitting dioedes
(LEDs) olarak da bilinen LED ekranlar arkadan aydınlatmalı bir LCD ekrandır.
Resim 2.2: LED ekran
LED TV’lerdeki büyük yenilik aslında ekran teknolojisinde ya da görüntü sinyalini
ileten elektronik ekipmanlarda değil, arka aydınlatma sisteminde gerçekleĢmiĢtir.16
Resim 2.3: LED ekran yapısı
LED TV’lerde, LCD ekranlarda arka aydınlatma olarak kullanılan floresan lamba
yerine bir dizi LED (light-emitting dioede / ıĢık yayan diyot) kullanılır. Ekrandaki görüntüyü
oluĢturan her bir piksel için ıĢık, bu LED’ler aracılığıyla gönderilir. Bu nedenle de daha net
ve aydınlık bir görüntü sunmaktadır.
LED TV’lerde arka aydınlatma olarak kullanılan LED’lerin bulundukları yerlere göre
LED TV’lerin ikiye ayrıldığını söyleyebiliriz. Bunlar doğrudan aydınlatma ve kenardan
aydınlatma olarak bilinir.
Her iki teknolojinin de kendisine özel avantajları bulunur. Doğrudan aydınlatma
kullanıldığında çok yüksek kontrast oranlarına ulaĢılabiliyorken kenardan aydınlatma
teknolojisinde de çok ince tasarımlar yapabilmek mümkündür.
Doğrudan aydınlatma teknolojisini kullanan LED TV’lerde kullanılan LED sayısı ve
kontrol ettikleri bölgenin büyüklüğü, görüntü kalitesini doğrudan etkiler. Kenardan
aydınlatma teknolojisi maliyetleri düĢürdüğü için bu teknolojiyi kullanan LED TV’lerin
fiyatı daha uygundur.
Sonuçta her iki aydınlatma teknolojisi de standart LCD TV’lerin çok üstünde bir
görüntüleme performansı ve enerji tasarrufu sunar.
2.1.1.1. Ekranların birbiri ile karĢılaĢtırması:
CRT ekranların en büyük dezavantajları kapladığı alan, gözleri fazla yorması ve
harcadığı güçtür. Bu gibi dezavantajlarından dolayı ekran boyutları artırılmak istendiğinde
CRT monitörler hiç de iyi seçim olmayacaktır. 17
 LCD ekranların CRT ekranlara göre avantajlarını Ģu Ģekilde
sıralayabiliriz:
 CRT ekranlara göre daha parlak ve yüksek çözünürlükte görüntü sunar.
 LCD ekranlarda ekranın nokta aralıklarını göremezsiniz.
 LCD televizyonlar göz yormazlar, aksine odaklama sorunu olmadığından
daha keskin ve net görüntü sunarlar.
 LCD ekranların dezavantajlarını ise Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
 Ġzleme açıları dardır. En iyi izleme açısı için tam karĢıdan bakmak
gerekir. Yan açılardan bakıldığında renkler değiĢir, siyah kısımlar
parlama yapar.
 Gerçek kontrast oranları düĢüktür. Bu nedenle beyaz ve siyah arasındaki
renk geçiĢleri iyi değildir.
 Siyah rengi hiçbir zaman tam siyah olarak göstermezler. Görüntüyü
detaylı göstermez. Bu yüzden karanlıkta geçen filmleri izlemek keyif
vermez.
 Hareketli görüntülerde hareket eden kısımda netliğin bozulması sorunu
ile karĢılaĢılabilir.
 Plazmalara oranla çok daha az renk tonu verir. Tam insan ten rengini
yakalayamaması gibi.
 Yüksek ıĢıklı ortamlarda ekran yansıma yapabilir.
 Plazma ekranların avantajlarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
 Sınırsız izleme açısı vardır. Yan açılardan dahi mükemmel netlikte
izleme imkânı sunar.
 LCD ve LED ekranlarda olmayan, gerçek kontrast oranına sahiptir.
Gerçek siyah renkler, çok detaylı görüntü gibi.
 LCD ve LED ekranlardan daha fazla renk sayısına sahiptir.
 Hareketli sahnelerde anlık resim yenileme ve tepki süresiyle LED ve
LCD Tv’lerden 1000 kat daha hızlıdır.
 Ortam ıĢığında ve güneĢli havalarda LCD ve Led TV’lerden çok dahi iyi
görüntü verirler.
 600 Hz’e varan görüntü yenileme hızına sahiptir (Led ve Lcd TV’lerde
maksimum yapay olarak 200 Hz’dir.).
 Tepki süresi 0,001 (Led ve Lcd TV’lerden 1000 kat daha hızlı görüntü
oluĢturma)dir. Bu nedenle hareketli görüntülerde asla bulanıklaĢma
olmaz. Bilgisayar oyunu meraklıları için en iyi seçim plazma TV’lerdir.
 Parlaklık plazma ekranlarda 1.500 cd/m² iken Led ve Lcd Tv’lerde 500
cd/m² civarındadır.
 Plazma ekranların dezavantajlarını ise Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
 Güç tüketimleri diğer ekran türlerine göre daha yüksektir.
 Kullanım ömürleri LCD ekranlara göre daha düĢüktür.18
 Plazma ekranlarda, ekrandaki görüntü sabit kaldığında fosfor maddesinde
oluĢan iyon etkisi plazmanın parlaklık ömrünü azaltır. Bunu önlemek için
alınan ISM adındaki koruyucu önlem ile sabit bir görüntü ekrana uzun
süre yansıdığında aktifleĢerek ekran parlaklığını kademe kademe
düĢürüyor. Bu iĢlem devam ederse 10 dakika içinde ekran parlaklığı yarı
yarıya düĢüyor. Ancak iĢlem yavaĢ gerçekleĢtiği için göz bu durumu
algılayamıyor. ISM teknolojisi sayesinde plazma ekranların kullanım
ömrü uzuyor.
 LED ekranların avantajlarını Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
 LED kullanımının ilk büyük avantajı, gelen görüntü bilgisinde siyah olan
bölgelere ıĢık sağlayan LED’lerin kapatılarak tam siyah görüntü elde
etmek için önemli bir baĢarı elde edilmesidir.
 LED ekranların ikinci büyük avantajı gösterilen renk miktarındaki artıĢtır.
Standart LCD TV’lerde mevcut renklerin % 70 ile % 75’i
gösterilebilirken LED TV’lerde bu oran % 85’e kadar çıkabilmektedir.
Bu da daha canlı görüntüler elde edilmesi için büyük bir avantaj sağlar.
 LED ekranların üçüncü önemli avantajı ise enerji tasarrufu konusundaki
baĢarısıdır. IĢık kaynağı görüntüye göre kontrol edilebildiği ve açılıp
kapatılabildiği için çok ciddi boyutlarda enerji tasarrufu sağlanır. Örnek
vermek gerekirse 106 ekran bir LCD ekran ortalama 200 watt güç
tüketirken aynı boyuttaki bir LED ekranda bu rakam ortalama 80–90 watt
civarına kadar düĢebilir.
 Ekrana yansıtılacak olan görüntüde siyah bölgelere ait LED’ler
kapatılarak çok yüksek kontrast oranlarına ulaĢılabilir. Bu da görüntü
netliğinde belirgin bir artıĢ elde edilmesini sağlar.
 Standart bir LCD ekranda 1:10.000 ile 1:50.000 arasında kontrast oranları
elde edilirken bir LED ekranda 1:2.000.000 ile 1:5.000.000 arasında
kontrast elde edilebilir.
 LED ekranların dezavantajlarını ise Ģu Ģekilde sıralayabiliriz:
 Led ekranlar diğer ekran türlerine göre daha pahalıdır.
 Kullanım ömürleri ekran türlerine göre daha düĢüktür.
Led Plazma LCD
Parlaklık Çok Fazla Fazla Orta
Kontrast Çok Fazla (2000000:1) Fazla (100000:1) Orta (50000:1)
Kullanım Ömrü 20.000 saat 25.000 saat 60.000 saat
Harcanan Güç Çok DüĢük Orta DüĢük
Tepki süresi Ġyi Çok iyi Orta-iyi
Ġzleme Açısı Çok iyi Ġyi Orta - iyi
Renk Derinliği Çok iyi Ġyi Orta
Ekran Büyüklüğü Pahalı Ekonomik Pahalı
Tablo 2.1: LCD, plazma ve LED ekran tiplerinin karĢılaĢtırması19
2.1.2. Monitör Bağlantıları
Ekranlar, ekran kartlarına bağlandığına göre bağlantı noktaları arasında uyumluluk
olması gerekir. Günümüzde DVI ve D-SUB tipi çıkıĢlar vardır. Ekran kartı DVI çıkıĢa
sahipse daha iyi resim kalitesi sunduğu için DVI çıkıĢlı bir ekran karı alınmalıdır. Çünkü
DVI dijital olarak çalıĢır ve dolayısı ile analog çevrime gerek kalmaz. Bilinmelidir ki
analogdan dijitale veya dijitalden analoga çevrim yapılırken veriler azda olsa bozulmaktadır.
S Video çıkıĢı televizyon, video, DVD player gibi cihazların bağlanması amacı ile
kullanılmaktadır. HDMI standardı, geliĢmiĢ ve yüksek tanımlı video ile çok kanallı ses
sinyallerinin tek kablo üzerinden taĢınmasını destekler. HDMI giriĢine uydu alıcınızı, “DVD
player”ınızı, müzik ve ses sistemlerinizi, televizyonlarınızı bağlayabilir ve yüksek kalite ses
ile görüntü aktarımı sağlayabilirsiniz.
Resim 2.4: Ekran çıkıĢ portu tipleri
2.1.3. Monitörlerle Ġlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Ekranların çıktıları (resim, video, program ara yüzü…) gösterirken kullanacağı nokta
sayısını gösterir. Bu noktalara piksel denmektedir. Örneğin gösterilecek bir resim için
ekranın çözünürlüğü ne kadar büyük olursa resim daha fazla ayrıntıyla gösterilir. Yaygın
çözünürlük değerlerinden 800x600, 1024x768, 1280x1024 değerleri vardır. Masaüstü
bilgisayarlarda yaygın olarak 800x600 ve 1024x768 değerleri kullanılmaktadır. Çözünürlük
azaldıkça ekrandaki resimler daha büyük ve kalitesiz görülecektir.
Örnek olarak aĢağıdaki resimde bazı çözünürlük değerlerinin karĢılaĢtırması
gösterilmiĢtir.
Resim 2.5: Çözünürlük değerlerinin karĢılaĢtırılması20
Monitör ekranındaki piksellerin adreslenmesi için çeĢitli görüntü standartları
mevcuttur. Bu görüntü standartları ve çözünürlük tablosu Ģu Ģekildedir:
Görüntü Standardı Çözünürlük Ekran Oranı
VGA (Video Graphics Array) 640×480 4:3
SVGA (Super Video Graphics Array) 800×600 4:3
XGA (eXtended Video Graphics Array) 1024×768 4:3
WXGA (Wide eXtended Video Graphics Array) 1200×768 3:2
SXGA (Super eXtended Video Graphics Array) 1280×1024 5:4
SXGA+ (Super eXtended Video Graphics Array Plus) 1400×1050 4:3
WSXGA+ (Wide Super eXtended Video Graphics Array
Plus)
1680×1050 16:9
UXGA (Ultra eXtended Video Graphics Array) 1600×1200 4:3
WUXGA (Wide Ultra eXtended Video Graphics Array) 1920×1200 16:9
QXGA (Quad eXtended Graphics Array) 2048×1536 4:3
QSXGA (Quad Super eXtended Graphics Array) 2560×2048 5:4
QUXGA (Quad Ultra eXtended Video Graphics Array) 3200×2400 4:3
HSXGA (Hex Super eXtended Video Graphics Array) 5120×4096 5:4
HUXGA (Hex Ultra eXtended Video Graphics Array) 6400×4800 4:3
Tablo 2.2: Görüntü Standartlarına Göre Çözünürlük ve Ekran Oranı
 Ekran boyutu
Ekranın köĢegen uzunluğunu (bir köĢesinden diğer köĢesine olan uzaklığını) gösterir.
inç olarak ifade edilir. 17, 19, 21, 23, 101… gibi değerler vardır. Ekran boyutu için LCD
ekranlarda görülebilir alan (kasa hariç) kastedilirken CRT ekranlarda kasa dâhil
edilmektedir.
Not: 1 inç = 2.54 cm değerindedir.
 Ġki piksel arası uzaklık (dot pitch)
Ekranda iki piksel arası en yakın uzaklığı belirler. Uzaklığın az olması daha fark
edilebilir, keskin renk geçiĢlerinin olduğu görüntüler anlamına gelir. Günümüzde 0.21, 0.24,
0.25, 0.27, 0.28 mm gibi değerler vardır.
Resim 2.6: Piksel aralığı21
 En/boy oranı (aspect ratio)
Ekranın en ve boy oranlarını gösterir. Genelde bu oran 4:3’tür. Mesela 1024x768
çözünürlüğe sahip bilgisayarda en boy oranı 4:3’tür. Ama günümüzde 16:9, 16:10 gibi
oranlar da mevcuttur. 16:9 oranına “widescreen” (geniĢ ekran) ekran denilmektedir.
ġekil 2.4: En boy oranı örnekleri
 Ekran tazeleme oranı (refresh rate)
Ekranın baĢtan aĢağıya saniyede taranma sayısını gösterir. BaĢka bir deyiĢle ekrandaki
görüntünün saniyedeki oluĢturulma sayısıdır. DüĢük orana sahip ekrandaki görüntüler titrer
ve dolayısıyla kullanıcının gözünü yorar. Günümüzdeki hemen tüm CRT ekranlar NEC
firmasına ait MultiSync özelliğine sahiptir. Bu özellik ekranın farklı tazeleme ve çözünürlük
değerlerine sahip olabileceğini gösterir. Ekran tazeleme oranı hertz türünden ifade edilir.
Örneğin 70 hertz değeri, ekranın saniyede 70 defa tarandığını ya da diğer bir ifade ile
ekrandaki görüntünün saniyede 70 defa tekrarlandığını belirtir.
 Ölü pikseller
Ölü pikseller görüntü değiĢtiği hâlde rengi değiĢmeyen ekran üstündeki noktalardır
(piksel). Özellikle LCD ekranlarda bazı pikseller özelliğini üretim aĢamasında
yitirebilmektedir. Bu durumda ekranın belirli noktaları görüntü içerisinde göze batmaktadır.
Birçok üretici ölü piksellerin birkaç adedini garanti kapsamına dahi almamaktadır. LCD
ekran almadan önce mutlaka ölü pikseller açısından kontrol etmek yararlı olur.
Resim 2.7: Örnek bir ölü pixel22
 Tepki süresi
Özellikle LCD ekranların seçiminde önemlidir. Bir pikselin istenen rengi alması için
geçen süre onun tepki süresidir. Ekranlardan bu sürenin az olması istenir. Tepki süresi hızlı
değiĢen video ve oyun sahnelerinde hayalet görüntülerin oluĢmaması için önemlidir. Daha
net görüntüler elde etmek için düĢük tepki süresine sahip LCD ekranlar alınması gerekir.
Resim 2.8: Tepki süresinin görüntüye etkisi (plazma-lcd.tv)
 GörüĢ açısı
Ekrana belirli bir açıdan bakıldığında oluĢan renk kaybıdır. CRT ve plazma ekranlarda
görüĢ açısı daha iyidir.
Resim 2.9: GörüĢ açısına göre LCD ve plazma farkı (plazma-lcd.tv)
2.2. Projeksiyon Cihazları
Bilgisayar veya televizyon ekranındaki görüntüyü daha da büyüterek perdeye ya da
duvara yansıtan görüntü cihazlarıdır. Genelde sunum ve ev sinema sistemlerinde kullanılır.
Film keyfi ve daha çok kiĢi ile iletiĢim kurmak için bulunmaz bir imkândır. 23
Resim 2.10: Projeksiyon cihazı önden görünüĢ
2.2.1. Projeksiyon Cihazı ÇeĢitleri
Projeksiyon cihazları LCD, LED ve DLP diye üç farklı yapıya sahiptir. Yaygın olarak
üretilen ve kullanılan tipler LCD ve DLP çeĢitleridir. Projeksiyon cihazlarında duvardaki
görüntüyü oluĢturmak için kullanılan ıĢık kaynağı yüksek güçlü lambadan oluĢur. Kullanılan
lambanın ömrü ve gücü, projeksiyon cihazı seçimi açısından önemlidir.
Resim 2.11: Solda, DMD’nin yapısını gösterir temsilî resim. Sağda DLP projeksiyon mimarisi
 LCD
LCD projeksiyon cihazlarının yapısında, RGB için 3 adet cam LCD panel vardır. Üç
adet (RGB) LCD panellerden geçen ıĢık, dikroik prizma ile tekrar görüntü, lens üzerinden
duvara yansıtılır. Yapıda kullanılan dikroik (iki renkli) ayna lambanın ıĢığını kırmızı, yeĢil
ve mavi bileĢenlere ayırmak için kullanılır. Renk ve görüntü, kırmızı ve mavi ıĢığın
yansıması ve yeĢil ıĢığın aynen geçirilmesi ile oluĢturulur. Bu üç aynanın taban camı, sadece
çok özel bir dalga uzunluğunun ıĢığını yansıtan ince bir film ile kaplanmıĢtır. Dikroik prizma
ise ıĢığı kırmızı, yeĢil ve mavi bileĢenlere ayıran bir prizmadır. Bu prizma, dikdörtgen bir
cisim oluĢturmak için dört üçgen çokgenin bir araya getirilmesinden oluĢturulur.24
ġekil 2.5: LCD projeksiyon iç yapısı
 DLP
DLP (digital light processing) cihazları ise optik yarı iletken diye bilinen DMD
(digital micromirror device) teknolojiyi kullanır. DMD chipleri resimdeki her bir piksele
karĢılık resim oluĢturmak için ıĢığı yansıtabilen binlerce küçük alüminyum ayna
parçacıklarından oluĢur. Aynalar ±10-12
o
kendi baĢlarına hareket edebilmektedir. Burada
amaç gelen ıĢığı lense veya lens dıĢına göndermektir. Resim sanki küçük karelerden oluĢmuĢ
bir yapıya bürünür. Her bir resim parçası (piksel), ayrı bir ayna parçasının üzerindedir. Ayna
parçalarının sayısı çözünürlüğü belirler. Siyah beyaz bir resim oluĢturulurken ıĢık
kaynağından gelen ıĢığı, birim zamanda daha çok yansıtan ayna beyaz bir noktanın, daha az
yansıtan ayna ise koyu bir noktanın oluĢumuna sebebiyet vermektedir. Renkli bir resim
oluĢturulurken hızla dönen renk filtresinden geçen ıĢık renklere (RGB) ayrılarak DMD
yardımıyla lens üzerine yansıtılır.
 Led projeksiyon:
Led projeksiyon teknolojisinin görünen en büyük avantajı uzun projeksiyon lamba
ömrüdür. Led projeksiyon cihazlarına biçilen ortalama lamba ömrü 30.000 saattir. Bu LCD
ve DLP projeksiyon cihazlarındaki 3.000-4.000 saatlik ortalama değerler düĢünüldüğünde
inanılmaz bir avantaj olarak gözüküyor (Hele ki 250 Eur’lardan baĢlayan projeksiyon yedek
lamba fiyatlarıyla birlikte ele alındığında.). LED projeksiyon teknolojisinin
bahsedebileceğimiz diğer avantajı ise projektörün oldukça küçük olan boyutları olabilir.
Lambanın ısınma sorunu olmadığından güçlü bir fana ihtiyaç duyulmamakta, bu da cihazın
boyutlarının oldukça küçülebilmesine olanak sağlamaktadır.
Led projeksiyon teknolojisinin dezavantajlarına bakacak olursak: Çok düĢük olan
ıĢık gücü değerinden söz etmemiz gerekir. ġu anda satılmakta olan LED 25
projektörlerin 150-160 ansi lümen gibi ıĢık gücü değerleri bulunmakta ki bu da 2000
ansi lümenden baĢlayan LCd ve DLP projeksiyonlara çok düĢük kalmaktadır. Bu
seviyelerdeki bir ıĢık gücü ile ancak çok karanlık ortamlarda ve çok büyük olmayan
ebatlarda sağlıklı görüntü alınabilmektedir. Bu da çok önemli bir eksik olarak ortaya
çıkmaktadır. Bir diğer konu da maliyetlerin aynı seviyelerdeki DLP ve LCD
projektörlere göre biraz daha yüksek olmasıdır. Ama bu lamba maliyeti göz önüne
alındığında rahtlıkla kapatılacak bir fark olarak gözüküyor.
Resim 2.12: Projeksiyon cihazının kullanımı
LCD ve DLP projeksiyonları karĢılaĢtıracak olursak;
DLP projeksiyon cihazları; pikseller arası yakın olduğu için pikseller arası koyu
noktaların olmadığı daha iyi bir görüntüye, daha iyi kontrasta sahiptir; daha az bakım
(tozlanmaya karĢı) ister ve daha portatiftir. Bunun yanında renk doygunluğu düĢüktür.
Ayrıca DLP mimariye sahip projeksiyon cihazları genelde daha hafif ve daha küçük
boyutlara sahiptir.
LCD projeksiyonlar ise renk doygunluğu daha iyi, renk geçiĢleri keskindir. Fakat ölü
pikseller, biraz daha kabadır ve görüntüde meydana gelen pikseller arası boĢluklar
dezavantajlarıdır.
Resim 2.13: LCD ve DLP görüntü farkları
2.2.2. Projeksiyon Cihazının Bağlantıları
Bir projeksiyon cihazında bilgisayara bağlanması için VGA çıkıĢı, televizyon ya da
kamera gibi aygıtlara bağlamak için S-Video çıkıĢı, ses çıkıĢları, USB cihaz bağlamak için
USB bağlantı noktası, network ortamından cihaza eriĢim için ethernet çıkıĢı, dijital kamera, 26
fotoğraf makinası gibi cihazların bağlanması için RCA Audio / Video çıkıĢları gibi pek çok
çıkıĢ bulunmaktadır.
Resim 2.14: Projeksiyon cihazı bağlantı noktaları
2.2.3. Projeksiyon Cihazı ile Ġlgili Temel Kavramlar
 Çözünürlük
Ekranda gösterilecek grafik ya da filmlerin gösterim kalitesini doğrudan etkileyen bir
özelliktir. Görüntünün kaç noktadan oluĢacağını belirler. Görüntüyü oluĢturan nokta miktarı
arttıkça daha çok ayrıntı gösterilebilir. Böylece çözünürlük arttıkça görüntü kalitesi artar.
Günümüzde 1920x1080, 1280x1024, 1024x768, 800x600 gibi çözünürlük değerlerine sahip
projeksiyon cihazları bulunmaktadır.
 Lamba (ampul) ömrü
Gerekli aydınlatmayı sağlayan ampulün belirli bir ömrü vardır. Ampul iĢlevini
yitirirse yenisi ile değiĢtirilmek zorundadır. Ampul, toplam projeksiyon maliyetinin yaklaĢık
yarısı olduğu için önemlidir. Uzun ömürlü olması her zaman iyidir. Günümüzde 1000-10000
saat arası ampul ömrüne sahip projeksiyon cihazları vardır.
 Parlaklık (ıĢık Ģiddeti)
Projeksiyon cihazının yaydığı görülebilir ıĢık miktarı ile ölçülür. Birimi ANSI
lümendir. Gerekli ıĢık miktarını belirlemek için salon büyüklüğü, izleyici sayısı, ortamdaki
ıĢık gibi durumlar parlaklık seçimi açısından önemlidir. Günümüzde 700- 5000 ANSI lümen
ıĢık Ģiddetine sahip projeksiyon cihazları bulunmaktadır

Kasalar

KASALAR



4.1. Bilgisayar Kasaları


Kasanın içinde anakart takma tepsisi, güç kaynağı yuvası, birkaç tane 5.25" ve 3.5"luk yuvalar -ki buralara sabit disk ve CD-ROM sürücü gibi aygıtlar yerleĢtirilir-, arka tarafında soket boĢlukları vardır. 1 tane yeniden baĢlatma, 1 tane açma düğmesi ve 1 tane de kilit düğmesine sahip olabilir. Yatay ve dikey yerleĢtirilebilenleri, alüminyum veya çelikten yapılanları ve boyut olarak değiĢik yapılarda bulunanları mevcuttur.
Kasaların farklı çeĢitlerde olmasının birtakım sebepleri vardır. Bunlar yerleĢim, boyut, takılabilecek donanım sayısı, sağladıkları güç gibi özelliklerden doğar. Masaüstü (desktop) kasa: Yatay olup üzerine ekran konulabildiği için yerden tasarruf edilir ve kasa göz önünde olur. Tower kasaya göre çokça yaygın değildir. GeniĢleme kartları dikey yerleĢtirildiğinden kasa içerisine standart donanım kart sayısı fazla değildir. Kule (tower) kasa: Tower kasalar büyüklük bakımından üçe ayrılır. Full-tower olarak isimlendirilen kasa en büyükleridir ve 60 ile 90 cm yüksekliğindedir. Üzerine birçok sürücü takılabilir. Bu yüzden de güçlü bir güç kaynağı bulunur. Bu boyuttaki kasalarda geniĢleme sorunu yaĢanmaz. Boyutu büyük olduğu için çok iyi derecede soğutma yapılabilir. Boyut bakımdan ikinci büyük kasa, mid-tower kasadır. Mid-tower birçok yönden full-towera benzer. Ama daha kısadır. Mini-tower olarak isimlendirilen kasa ise en popüler olanıdır. 50 ile 60 cm yüksekliğindedir ve desktop kasadan daha geniĢtir. Boyutundan dolayı da masa üzerinde daha az yer kaplar. Slim kasa: Bu tip kasalar hem yatay hem de dikey olarak kullanılabilir. Genelde mid
tower büyüklüğündedir.


4.1.2. Güç kaynakları


Tüm donanım birimlerinin elektrik enerjisini sağlayan cihazdır. Üzerinde anakart, sürücülerin ve kasa içi fanların elektrik enerjisini karĢılamak üzere kablo konnektörleri vardır. Diğer donanım birimleri enerjisini anakarttan alır. Sıradan bir bilgisayarın kullandığı güç kaynağı yaklaĢık 450-600 watt güçtedir. Resim 4.4: Güç kaynağı ve bileĢenleri Güç kaynağı 220 volt Ģehir alternatif akım Ģebeke gerilimini -12, -5, +3.3, +5, +12 volt gruplarına çeviren donanım birimidir. Her bir çeĢit volt değerini taĢıyan kablonun rengi farklıdır. Örneğin siyah = nötr, kırmızı = +5 V, sarı = +12 V değerlerini göstermektedir. Resim 4.5: Güç kaynağı konnektör çeĢitleri Güç kaynağı 220 V değerini düĢürerek doğru akıma çevirip akım ve gerilim yönünden düzenleyerek çıkıĢına verir. Gerilim düĢürücü (transformatör), doğrultucu (köprü diyot), akım (bobin) ve gerilim (kondansatör) düzenleyici görevlerini gören çeĢitli elektronik ve elektrik bileĢenlerden oluĢur. Güç kaynağının kaliteli olması tüm donanım birimi için hayati bir seçimdir. Elektronik alt yapısı olmayan bir kullanıcı için güç kaynağı kalitesinin en basit göstergesi, ağırlığıdır. Ağırlık arttıkça malzeme miktarı, kablo kesiti, kondansatör büyüklükleri, soğutucuların büyüklüğü, konnektör sayısı ve transformatörün sargı miktarı hakkında hafif olana göre daha iyi fikirler vermektedir. AĢağıda güç kaynağının iç yapısı gösterilmektedir.



4.2. Kasaya Anakart Montajı



Bilgisayarın en önemli parçası olan anakartlar, genelde kasa içerisine yatık Ģekilde monte edilir. Anakartların üzerinde kasa içerisine monte edilmek üzere anakartın marka, model ve yapısına göre 4 - 12 arası vida slotu bulunur. Resim 4.6’da anakart ve kasa üzerindeki vida bağlantı noktaları belirtilmiĢtir.
Sonrasında kasamızda anakartın vidalarını oturtacağımız yuva vidaların yerlerini tespit edip kasa içerisindeki deliklere takıyoruz, bunu yaparken anakartın üzerindeki deliklere göre gitmemiz gerek. Fazladan atılan bir vida anakartın altında kalırsa anakartın bozulmasına sebep olabilir. Yuva vidalarını taktıktan sonra anakartı bu vidaların üzerine oturtup vidaları sıkabiliriz, doğru vida kalınlığını seçmeye dikkat ediniz, ince veya kalın vida kullanırsanız hem kasanıza hem de vidayı sökmek için uğraĢacağınız için anakartınıza zarar verebilirsiniz.
Vida yuvaları yerleĢtirildikten sonra anakart yan panelin üzerine yerleĢtirilip vidalanabilir. Anakartı kasaya monte etmeden önce üzerine iĢlemci ve RAM gibi donanım birimlerini monte etmek uygun olacaktır.


4.3.1. Anakart Beslemesi


Resim 4.12: Anakart güç bağlantısı
Anakartlar çalıĢmak için güç bağlantılarına ihtiyaç duyar. Güç kaynağından çıkan en kalın kablo demeti anakarta güç sağlayan temel kanaldır. Bu kablo demetinde çeĢitli gerilim
düzeylerine sahip kablolar bulunur. Güncel anakartlarda 24 pinli bu güç bağlantısına bahsettiğimiz kablo demetinin sonundaki soket oturur. Eski anakartlarda bu bağlantı 20 pinli
olduğu için bazı güç kaynaklarında 20 pinlik bir blok ve aynı demette yanında gelen 4 pinlik ikinci bir blok görebilirsiniz.

4.3.2.Güç Bağlantıları 1-) 1 adet 24 pinlik (20+4) anakart güç konnektörü bağlantısı 2-) 2 adet 6 pinlik haricî ekran kartı güç beslemesi 3-) 1 adet 4 / 8 pinlik iĢlemci güç bağlantısı (ATK) 4-) 2 adet 4 pinlik floppy (disket sürücü) güç bağlantısı 5-) 6 adet 4 pinlik molex güç kablosu 6-) 6 adet sata güç bağlantısı
Yukarıdaki resimde 2 adet kırmızı renkteki güç kabloları, ekran kartına ait haricî güç beslemesini temsil eder. Bu güç kablosunun 8’er pinlik kısımları güç kaynağının sarı renkte
belirtilen kısımlarına takılmalıdır. Diğer 4 ve 6 pinlik çıkıĢları ise ekran kartının haricî güç kısımlarına takılmalıdır.

Diğer 4 kablo ise optik sürücü, harddisk, disket sürücü, molex güç kablolarını temsil eder. Her bir kablonun 6 pinlik giriĢini güç kaynağının mor renkte belirtilen kısımlarına takıp

diğer çıkıĢları ise gerek harddisk, gerek optik sürücü gerek disket sürücü, gerekse haricî fana ait güç giriĢleri kısımlarına takılmalıdır.


4.4. Dâhilî Kabloların Bağlantısı



Ön panel bağlantıları - HDD LED (sabit disk ıĢığı), güç (açma/kapama) düğmesi ve üst sırada RESET düğmesi, altta ise mini hoparlör bağlantısı Bütün anakartlarda ön panel fonksiyonları için gereken bağlantılar kartın alt sağ
bölümüne yerleĢtirilmiĢtir. Anakartınızın kullanım kılavuzundan hangi pine neyin bağlandığını öğrenebilirsiniz. Anakartın üzerinde yazan kısaltmalar deneyimsiz kullanıcılar
için bir anlam ifade etmez.

SP, SPK veya SPEAK: Dört iğneli hoparlör bağlantısı

RS, RE, RST veya RESET - iki iğneli RESET kablosu buraya bağlanır.

PWR, PW, PW SW, PS veya Power SW - bunların hepsi güç düğmesi
anlamına gelir, bilgisayarın açma/kapama düğmesinden gelen iki iğneli
kablo bağlanır.

PW LED, PWR LED: Güç LED'i - bilgisayarın açık olduğunu gösteren
ön panel ıĢığının iki iğneli bağlantısı

HD, HDD LED - Bu iki iğneli bağlantıya sabit disk aktivitesini gösteren
LED bağlanır.

RESET ve AÇMA/KAPAMA düğmeleri her durumda ters takılsalar bile çalıĢır. Ancak LED'ler ters takıldığında çalıĢmaz. Eğer bu tür bir sorun yaĢarsanız bağlantının
yönünü değiĢtirmeniz yeterlidir.






Anakartlar

ANAKART



1. ANAKARTLAR

Anakart, bilgisayar parçalarını ve bu parçalar arasında veri iletimini sağlayan yolları üzerinde barındıran elektronik devrelere verilen isimdir.

Anakartlar, çok hassas elektronik devreler olduğu için ani akım yükselmeleri ve gerilim düğmeleri cihaza zarar verebilir.

1.1. Statik (Durgun) Elektrik

Statik elektrik, elektronların atomlar arasındaki hareketi ile oluşan elektrik olarak tanımlanabilir.

1.1.1. Statik Elektrik ve Oluşumu

Elektronlar atomlar arasında hareket ederken bir enerji üretir, bu enerji statik elektriği oluşturur.

İki farklı yükle yüklü malzeme birbirine değdiğinde bir elektron transferi oluşur. Bir tarafta negatif yükler birikirken diğer taraf pozitif yükle yüklenir. Birbirine değen atomlar ayrıldığında ise yüzeyler yüklü kalır. Buna elektrostatik yüklenme denir. Elektrostatik yüklenme her yerde görülebilir. Örneğin, bulutların birbirine değmesi ile yüklenme oluşur.

Yolda yürürken üzerimizde ve giysilerimizde elektrostatik yüklenme oluşur. Birbirine temas eden pek çok ortamda statik elektrik oluşumu gözlenir.

1.1.2. Statik Elektriğin Zararları

Statik elektrik farklı yüklerle yüklü olan cisimlerin birbirine tekrar temas etmesi sonucu ortaya çıkar. Yüklü iki bulutun birbirine teması yıldırımı meydana getirir. Diğer yüklü cisimlerin birbirine temasında da küçük çarpılmalar durumu bazen bir cisme dokunduğunuzda ya da başka biri ile tokalaştığınızda yaşayabilirsiniz. Bu çarpılmanın nedeni dokunulan cisim ya da kişinin sizden zıt yükle yüklü olması ve temas ile bu yüklerin boşalmasıdır.

Statik elektrik görünüşte zarar vermeyecek bir elektrik türü olarak düşünülse de aslında oldukça büyük zararlara neden olabilir. Yüklenme sonrasında temas ile yük boşalmaları endüstri ve ticari alanlarda ciddi zararlara neden olabilmektedir. Yük boşalması Sırasında oluşan ark ve kıvılcımlar yangınlara sebep olabilir. Yine elektronik ve bilgisayar alanında bu yükler cihazların zarar görmesine ve bozulmasına sebep olabilir. Yük boşalması ile cihazları oluşturan parçaların arızalanması ve çalışmaz hâle gelmesi mümkündür.

1.1.3. Statik Elektriğin Zarar Verebileceği Ortamlarda Alınacak Önlemler

Statik elektrik, çeşitli bilgisayar malzemelerine zarar verebilir. Bu zararın önüne
geçebilmek için çeşitli yöntemler mevcuttur. Bunlar aşağıda verilmiştir.

1.1.3.1. Donanım Malzemeleri İçin Alınacak Önlemler

Donanım birimlerinin statik elektriğe karşı korunması için yüklü olma durumlarında yükü boşaltmayı ortadan kaldıracak Şekilde muhafaza edilmeleri ya da yüklenmeye neden olmayacak Şekilde montaj yapılması ve kullanılması gereklidir.

Kasaya ve çalışma alanlarına montajda iletken olmayan montaj vidaları kullanılmalıdır. Parçalar metal olmayan ya da yüklenmelerine engel olacak Şekilde muhafaza edilmelidir. Bunun için antistatik koruma sağlayan ambalajlar ya da özel kaplama malzemeleri satın alma esnasında donanım birimleri ile verilmektedir.

1.1.3.2. Antistatik Çalışma Ortamı Sağlamak

Statik elektrikten korunmak için çalışma alanında topraklama sağlanmalıdır.
Topraklama gerilim altında olmayan bütün tesisat kısımlarının, uygun iletkenlerle toprak içerisine yerleştirilmiş bir iletken cisme (elektrot) bağlanmasıdır. Topraklama sayesinde cihaz üzerindeki kaçak akımlar ve statik elektrik toprağa akacaktır ve böylece elektrik dalgalanmalarından ve statik elektriğin zararlarında korunma sağlanacaktır.

Çalışma ortamında çalıştığımız aletlerin ve kullandığımız malzemelerin yüklenmeye neden olmayacak şekilde kullanılması ve muhafaza edilmesi gereklidir. Araç ve gereçler çok defa bizi yüksek gerilimden koruyacak Şekilde yalıtkan malzeme ile kaplıdır. Çalışma ortamındaki yüklenebilecek cihaz ya da malzemelerin topraklama ile yüklenmesi önlenebilir.

Bunun için yer döşemeleri çalışma masası ya da alanı antistatik malzemeden seçilebilir.
Çalışma esnasında giyilen kıyafetler antistatik ürünler olabilir.

1.1.3.3. Kişisel Antistatik Önlemler

Statik elektrik sürekli hareket hâlinde olduğumuz için biz insanların da yüklenmesine neden olur ve gün boyu pek çok yerde bu yüklenme ve yük boşalmaları ile karşılaşabiliriz. Donanım birimleri ile temas ya da kullanma öncesinde vücuttaki statik yükün boşaltılması önemlidir. Aksi takdirde bu yük çalıştığımız parçalar üzerinden boşalma yapabilir ve bu parçalara zarar verebilir. Bu yükü boşaltmak için çalışma öncesi toprağa temas eden zeminlere dokunarak yükü atabiliriz. Bunun için kalorifer petekleri, su boruları, Çeşme ya da
duvar uygun bir alan teşkil edebilir. Yine çalışma esnasında yüklenme durumuna karşı statik elektrik oluşumunu engelleyen antistatik eldiven kullanılabilir.

1.1.3.4. Manyetik Ortama Karşı Önlemler

Günlük hayatımızda pek çok yerde (elektrik Şebekeleri, aydınlatma, haberleşme ağları, evimizdeki kablolar ve elektrikli aletler vb.) manyetik alanlar oluşmakta ve bizi
etkilemektedir. Bu alanlar insan sağlığı ile ilgili olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu alanların etkilerinden korunmak için manyetik alan oluşan yerlerden mümkün oldukça uzak çalışmak ve durmak gerekir. Yakın olduğumuz zamanlarda ise süreyi mümkün olduğu kadar kısa tutmak iyi olabilir. Bilgisayar başında çok çalışmak, televizyon ve elektronik aletlere yakın durmak, ev içi ve şehir elektrik Şebekelerine çok yakın durmak bizim manyetik alandan etkilenmemize neden olacaktır.

1.2. Anakartlar

Anakart, bir bilgisayarın tüm parçalarını üzerinde barındıran ve bu parçaların
iletişimini sağlayan elektronik devredir.

1.2.1. Anakartın Yapısı ve Çalışması

Anakartlar özel alaşımlı bir blok üzerine yerleştirilmiş ve üzerinde RAM yuvaları genişleme kartı slotları, devreler ve yongalar bulunan ve bütün bu donanım birimlerinin
Mikroişlemci ile iletişimini sağlayan elektronik devredir. Anakart, üzerindeki yonga setleri sayesinde sistem çalışmasını organize eder. Bir nevi tüm birimlerin bir arada ve uyumlu çalışmasını sağlayan bir köprü vazifesi görür.



IBM TARAFINDAN KULLANILAN İLK ANAKART (1982)
Anakart bütün donanımları veya bağlantı noktalarını üzerinde bulundurur. Üzerinde mikroişlemci soketi, RAM slotu, genişleme yuvaları (ISA, PCI, AGP ve PCI-e), BIOS, donanım kartları (dâhilî), veri yolları ve bağlantı noktalarını bulundurur.

Anakart, bilgisayara hangi sistem bileşenlerinin eklenebileceğini ve hızlarının ne olacağını belirleyen temel unsurdur.

Ana kartlarda dikkat edilmesi gereken hususların başında, kullanılmak istenen CPU (işlemci) ile uyumlu bir yonga seti kullanan bir anakart sahibi olmanız gerekliliği gelir. En son işlemci, anakart ve diğer donanım bilgilerine çeşitli bilgisayar dergilerinden faydalanarak ve internette araştırma yaparak ulaşılabilir.

1.2.2. Anakartın Bileşenleri

Anakartlar büyük elektronik devreler olduğu için tek tek elemanları ele almak yerine bölgesel olarak anlatmak yerinde olacaktır.

Aşağıda i7 çekirdek yapısına sahip bir işlemci için üretilmiş bir anakart modeli görülmektedir.
Resim 1.2: Anakart bileşenleri
1.2.2.1. Yonga Seti (Chipset)

Anakart üzerinde yer alan bir dizi işlem denetçileridir. Bu denetçiler anakartın üzerindeki bilgi akış trafiğini denetler. Bilgisayarın kalitesi, özellikleri ve hızı üzerinde en önemli etkiye sahip birkaç bileşenden biridir. Bir yonga seti “North Bridge” (kuzey köprüsü) ve “South Bridge” (güney köprüsü) denen iki yongadan oluşur. Esasen bir anakart üzerinde birden fazla yonga mevcuttur. Ancak kuzey ve güney köprüleri yönetici yongalardır.

Tipik bir kuzey köprüsü yongası temel olarak işlemciden, bellekten, AGP veya PCI ekspres veri yollarından sorumludur ve bunların kontrolüyle bunlar arasındaki veri aktarımını sağlar. Ancak kuzey köprüsü ve güney köprüsü özellikleri üreticiye ve yonga setine göre farklılık gösterebilir ve bu genellemenin dışına çıkabilir. Kuzey köprüsü yongası fonksiyonlarından dolayı işlemciye, bellek ve AGP slotlarına yakın olmalıdır (Sinyalin geçtiği fiziksel yollar ne kadar kısa olursa sinyal o kadar temiz ve hatasız olur.) ve bu yüzden
de anakartın üst kısmına yerleştirilir. Zaten adındaki “kuzey” kelimesi de buradan gelmektedir.

Kuzey
Köprüsü
Güney
Köprüsü
CPU
Hafıza Veriyolu
FSP
AGP Veriyolu
PCI Veriyolu
SATA - ATA Veriyolu
PCI-ex Veriyolu

Güney köprüsü yongası ise giriş-çıkış birimlerinden, güç yönetiminden, PCI veriyolundan ve USB ile anakarta entegre özelliklerden (ses ve ethernet gibi) sorumludur. Adındaki “south” kelimesinin de yine anakarttaki pozisyonundan geldiği kolayca tahmin edilebilir.

Üreticilerin yonga setlerini iki parça hâlinde tasarlamaları anakart tasarımında esneklik sağlar. Örneğin USB 2.0 desteği olmayan bir yonga setine bu desteği eklemek için bütün yonga setini baştan tasarlamak yerine sadece güney köprüsü yongasında değişiklik yapmak çok daha kolaydır. Ayrıca değişik özelliklerdeki güney köprüsü yongaları kullanılarak değişik kullanıcı gruplarına hitap etmek mümkün olur ve böylece
Kullanmayacağınız özellikler için boşuna para vermek zorunda kalmamış olursunuz.

Chipset çeĢitleri:

Günümüzde birçok yonga seti üreten firma mevcuttur. Çalışma ve kullanım amaçlarına göre birçok çeşitlilikte yonga seti üretimi yapılmaktadır. Firmaların ürettikleri bu yonga setleri anakartların performansını ve maliyetini etkileyen önemli unsurlardandır.
Anakartların kullanım alanı ve kalitelerine göre kullanılacak olan yonga setlerinin uygun özelliklerde ve kalitede olması beklenir.

Anakart üzerindeki bileşenlerin birbiriyle veri alışverişini sağlayan yollardır.
Dışarıdan bağlanan donanımlarda ise veri yolları uçlarında bulunan slotlar sayesinde bilgi alışverişi sağlamaktadır.

Bant Genişliği: iletişim kanalının kapasitesini belirler. Birim zamanda aktarılabilecek veri miktarıdır. Bant genişliği ne kadar büyükse belli bir sürede aktarılabilecek veri miktarı da o kadar büyük olur.

ISA (Industry Standart Architecture)
Eski bir slottur ve 8–16 bit veri yoluna sahiptir. Bant genişliği çok düşük olduğundan günümüz anakartlarında kullanılmamaktadır. 1981’de üretilen kişisel bilgisayarlarda kullanılmıştır, bir standardı tanımlar. Veri yolu önceleri 8 bit, daha sonra 16 bit’e çıkarıldı. Adres yolu 24 bittir. Hızı 8.33 Mhz (mega hertz)’dir. Tak ve çalıştır özelliği yoktur.
Tak-çalıştır (Plug and play): Genellikle bilgisayarlarda, sisteme bağlı olan bir donanımın herhangi bir ayarlamaya ihtiyaç olmaksızın donanımın sürücüsünün otomatik olarak sisteme yüklenmesi anlamında kullanılan terimdir. Genellikle bilgisayarların USB portunu kullanan cihazlar için kullanılır.

Resim 1.4: ISA Slotu
PCI (Peripheral Component Interconnect)

Bu veriyolu 64 bitlik olup 1993 yılında geliştirilmiştir. Uyumluluk problemleri nedeniyle uygulamada 32 bit olarak kullanılmaktadır. 33 veya 66 MHz saat hızlarında çalıĢır. 32 bit 33 MHz hızında çalışan PCI veriyolunun kapasitesi 133MB/sn. (mega bayt / saniye)dir. PCI veriyolu tak-çalıştır desteklidir. PCI slotları beyaz renkli olup modem, ses kartı, ağ kartı, TV kartı gibi donanım kartlarının takılması sebebiyle diğer slotlara oranla sayısı fazladır. Onboard (tümleşik) teknolojisinin geliştirilmesiyle PCI slotlarına bağlanacak donanım kartları sayısı azalmıştır.

AGP (Accelerated graphics port – Hızlandırılmış grafik portu)
533 MHz veri yolu hızına çıkabilen AGP veri yolu sadece ekran kartlarının takılacağı
yuva olarak anakartlarda bulunur. AGP kanalı 32 bit genişliğindedir ve 66 MHz hızında çalışır. Yani toplam bant genişliği 266 MB/sn.dir. Ayrıca özel bir sinyalleşme metoduyla aynı saat hızında 2, 4 ve 8 katı daha hızlı veri akışının sağlanabildiği 2xAGP, 4xAGP ve 8xAGP modları vardır. 2xAGP'de veri akış hızı 533 MB/sn. olmaktadır.

Bilgisayarda çalışılan programlar veya oyunlar geliştikçe ihtiyaç duyulan bant genişliği de artmaktadır.


PCI-X

Portlara kasa dışından ulaşılır ve mikrofon gibi kasa dışında bulunması gereken cihazlar bağlanır.
Server platformlarında uzun süredir kullanılan bir veri yoludur. PCI-X standardının amacı PCI slotlarından daha fazla bant genişliği sağlayıp “Gigabit Ethernet” gibi server platformlarında, iletişim kartlarına gerekli bant genişliğini sağlamaktır. PCI Express ile karıştırılmamalıdır. Bu iki teknoloji birbiriyle kesinlikle uyumlu değildir.

PCI-e, güç tüketimini özellikle AGP limitlerini genişleten, sistem belleğini daha efektif kullanarak ekran kartı ve diğer donanım maliyetlerini kısma imkânı veren bir veri yoludur.

PCI Express’in, PCI-e 1.1 ve PCI-e 2.0 olmak üzere 2 spesifikasyonu vardır. PCI-e 1.1'de hat başına hız 250 MB/s olarak verilirken, PCI-e 2.0 bunu 500 MB/s düzeyine çıkartır.
Böylece ekran kartları için kullanılan PCI-e x16 bağlantılarında PCI-e 1.1’te toplam 4000
MB/s, PCI-e 2.0 ise 8000 MB/s verir.
Normalde PCI-e 1.1 için aktarım hızı hat başına "2.5 Giga-Transfers/second" denir.
Bu değer saniyede aktarılan bit sayısıdır. Normal koşullar altında kaç MB aktarıldığını görmek için bit sayısını sekize bölmeliydik ancak PCI-e 8b/10b adı verilen bir kodlamayı kullanır. Yani PCI-e'nin fiziksel iletim katmanında her bayt, teknik nedenlerle 10 bitlik gruplar hâlinde iletilir. 8b/10b kodlamasından kaynaklanan % 20'lik farkı hesaba kattığımızda, iletilebilecek en yüksek ham veri miktarını hat başına 250 MB/s olarak buluruz. PCI-e 2.0 için de hat başına 500 MB/s sayısını elde ederiz.

PCI-e'nin diğer yenilikleri arasında dinamik bağlantı hızı yönetimi, bağlantı bant genişliği notifikasyonu gibi özelliklerin yanında, güç sınırı tanımlama olanağı da bulunuyor.
Bu sonuncusu ile daha yüksek güç ihtiyacı olan kartlar için kart yuvasının güç limiti düzenlenebiliyor.

PCI-e 2.0, PCI-e 1.1 ile geriye doğru uyumlu olacak Şekilde tasarlanıyor; yani PCI-e 2.0 destekli bir yonga üzerine kurulu anakart satın aldığınızda, eski PCI-e 1.1 ekran kartınız
yeni anakartınızda çalışmaya devam edecek.

Geriye uyumluluğu biraz daha açalım.

PCI-e 1.1 ekran kartıyla PCI-e 2.0 yuvalı anakart: Çalışacak, ancak bir tanesi PCI-e 1.1 olduğu için ara bağlantı PCI-e 1.1 hızında olacak.
PCI-e 2.0 ekran kartıyla PCI-e 1.1 yuvalı anakart: Yeni alacağınız PCI-e 2.0 ekran kartı, eski anakartınızla çalışacak ancak aynı Şekilde bir tanesi PCI-e 1.1 olduğundan ara bağlantı yine PCI-e 1.1 hızında olacak.
PCI-e 2.0 ekran kartıyla PCI-e 2.0 yuvalı anakart: Ancak bu durumda PCI-e 2.0 hızlarında çalışmak mümkün olacak.

1.2.2.3. Portlar ve Konnektörler

Anakart ile dış birimlerin iletişim kurmasına olanak sağlayan bağlantı noktalarıdır.
Portların bir kısmı kasanın içindedir ve bu portlara hard disk gibi kasa içine monte edilen birimler bağlanır. Bazı portlarda kasa yüzeyinde anakarta monteli Şekilde bulunur. Bu;
Anakart üzerindeki portlar

1. PS/2 portu: Yeşil ve mor renklerde ayrı iki PS/2 portu olan anakartlar da vardır.
Bunlardan yeĢiline fare, mor olanına ise klavye takılır. Buradaki porta ise klavye ve fareden
Her ikisi de takılabilir. Tek olmasının sebebi günümüzde USB klavye ve farelerin daha çok kullanılmasıdır.

2-9. USB 3.0, USB 2.0 Port: Her anakart üreticisi farklı sayıda USB port kullanabilir.
Bu anakarta 6 adet USB 3.0 portu ve 2 adet USB 2.0 portu koyulmuştur. USB cihazların bağlanmasını sağlar.

10. S/PDIF: Sayısal (dijital) ses çıkıĢı sağlayan birimdir. Bu birimle ses analog dönüşümü yapılmadan doğrudan sayısal olarak çıkış birimine gönderilir. Böylece ses analog yerine sayısal gideceğinden seste kayıp olmaz.

Dijital bilgi: Türkçe karşılığı sayısaldır. Bilgisayar dilinde “0” ve “1”lerden oluşan bilgilerdir.

Analog bilgi: Belli sınırlar içinde sürekli olarak değişen elektrik sinyalidir.




S/PDIF Konnektörü
Fireware (IEEE1394 – 6 pin, 4 pin) port: Bilgisayara çevre ürünleri bağlanmasında kullanılan yüksek hızlı ara yüz bağlantısıdır. IEEE 1394 standardına dayalıdır.
Dijital kameralar ve video kaydedici cihazların bilgisayara bağlanıp hızlı veri aktarımı yapmak için geliştirilmiştir.
Fireware KONNEKTÖRÜ
eSATA port: eSATA, haricî SATA anlamında, External SATA demektir. Tek başına yeni bir standarttan ziyade, SATA standardı için "dıĢarıya" bir uzatma olarak
düşünebilirsiniz. eSATA arabiriminin çıkış amacı, bilgisayar dışına koyduğumuz haricî diskler için sağlıklı ve hızlı bir bağlantı kurmak. ġu anda haricî depolama için yaygın olarak
Kullanılan Hi-Speed USB ve Firewire 400 (IEEE 1394b) gibi arabirimlerin özellikle performans tarafındaki kısıtlamalarından kurtulurken uygulamada da kolaylık sağlıyor.
Aşağıdaki tabloda saf aktarım rakamlarını görüyorsunuz.

Arabirim
Max. aktarım hızı
Kablo uzunluğu
Firewire 400
50 MB/s
4.5 metre
Hi-Speed USB
60 MB/s
5 metre
SATA I/II/III
150/300/600 MB/s
1 metre
eSATA
600 MB/s
2metre

eSATA KONNEKTÖRÜ
. LAN (RJ-45) portu: Yerel ağ ve internete bağlanmak için kullanılır.

RJ-45 KONNEKTÖRÜ

Ses giriş ve çıkışı: Kulaklık ve 5+1, 7+1 gibi ses sistemleri takmak için kullanılır.

Floppy bağlantısı: Disket sürücüsünün anakarta bağlanması için kullanılır. Son derece yavaş ve sınırlı kapasiteye sahip olması nedeniyle günümüz anakartlarında bu slotlar kullanılmamaktadır.

IDE (integrated drive elektronics) bağlantısı: Harddisk, CD-ROM, CD-Writter,
DVD-ROM, DVD-Writter gibi sürücülerinin anakarta bağlanması için kullanılır.

SATA bağlantısı: Serial ATA (SATA) birimi ise günümüzde depolama birimleri için en çok kullanılan ara yüzdür. SATA kabloları IDE kablolara göre çok daha incedir.

ATX güç konnektörleri: Anakartın tüm işlevleri yerine getirebilmesi için güç kaynağının anakarta bağlanmasını sağlayan konnektörlerdir.
Ön panel bağlantıları: Bilgisayar kasasındaki aç-kapa, reset, led, ve USB bağlantılarının aktif hâle gelmesi için takılması gereken konnektörlerdir.

1.2.3. Anakart ÇeĢitleri

Anakart üreticilerinin uyması gereken bazı standartlar vardır. Bu standartlara göre anakart boyutları, üzerindeki portların, soketlerin, slotların, panel bağlantı noktalarının ve
vidalarının yerleri belirlenmiştir. Bu sayede anakartın kasaya montajı ve donanım kartları eklenmesi sırasında sorun yaşanmamaktadır. Anakartlar aşağıdaki formlara göre üretilir.




XT anakartlar
AT anakartlar
ATX anakartlar

XT Anakartlar
İlk kişisel bilgisayarlarda kullanılan anakartlardır. Bu anakartlar 8086 ve 8088 mikroişlemciler için üretilmiş olup bu işlemciler üzerinde sabit olarak sunulmaktaydı. Bu durumda işlemcinin değiştirilmesi için anakartın değiştirilmesi gerekiyordu. Bu anakartlarda ek donanım birimlerinin 8 bit olması gerekiyordu.

AT Anakartlar
XT anakartlardan sonra 1982 yılından itibaren kullanılmaya başlamış ve günümüz ATX anakartlarına benzer anakartlardır. ISA, PCI ve AGP veri yollarını desteklemektedir. PS/2 desteği yoktur. 5V ve 12 V güç desteği sunar. İşlemcinin değiştirilebilmesi için uygun
olarak üretilmiştir.

ATX Anakartlar
AT anakartlardan sonra üretilmeye bağlanan ve önceki anakartlara göre daha fazla giriş çıkış desteği sunan anakartlardır. Bu anakartlar ile birlikte diğer donanım birimleri tümleĢik özelliklerde anakart üzerinde kullanılmaya başlanmıştır. Donanım birimlerinin montajı için daha esnek ve kullanışlı tasarımları ile dikkat çeken bu Anakartlar günümüzde en çok kullanılan anakartlardır. BIOS güncellemeleri ve güç yönetimi konusunda diğer anakartlara göre çok daha gelişmiş seçenekler sunmaktadır. ATX anakartların micro-ATX olarak küçük boyutlu kasalar için üretilen çeşitleri de mevcuttur.

Günümüzde en çok kullanılan anakart formları ATX ve mikro ATX standartlarıdır.
Ancak gelişen teknoloji ve donanım birimlerindeki değişmeler neticesinde BTX adı verilen yeni nesil anakartların üretimine başlanmıştır. BTX anakartlar ile sistemin güç yönetimi ve soğutması ön plana çıkmış donanım birimlerinin yerleşiminde önemli değişiklikler meydana gelmiştir.

Anakart Kullanım Kılavuzu

Anakartların üzerindeki bileşenleri, anakartta kullanılan biosun özelliklerini anlatan ve bilgi veren kitapçıklara anakart kullanım kılavuzu denir. Kullanım kılavuzları anakart satın alındığında yanında verilmektedir.

Kılavuzda anakart montajının nasıl yapılacağı, işlemcinin ve bellek birimlerinin nasıl monte edileceği, jumper ayarları, led ve kablo bağlantılarının nasıl yapılacağı belirtilir.
Ayrıca anakart biosunda yapılabilecek işlemler ve bios temel ayarlarının anlatımı bu kılavuzda bulunmaktadır. Çoğunlukla anakart kılavuzu ile anakartın sürücülerini ve yazılımlarını içeren bir cd verilmektedir. Bu cd içerisinde sistem kurulumlarından sonra anakart bileşenlerini tanıtan sürücü dosyaları, bios güncellemeleri ya da anakart için uygun programları içeren yazılımlar ve anakart ile ilgili resim ve video dosyaları bulunur.